Thursday, January 2, 2014

Kurk Mantolu Madonna

Kurk Mantolu Madonna; Sabahattin Ali'nin 1940-41 yillarinda Hakikat Dergisinde "Buyuk Hikaye" ismiyle bolumler seklinde yayinlanmis, 1943 yilindaysa tek bir roman olarak basilmis eseridir. Kitap Kardesligi ile beraber Aralik ayinda okudugumuz kitaplardan biriydi.



Kitabin anlaticisi, 25 yaslarinda edebiyatla ilgilenen Rasim'dir. Parasal mevzulara onem vermemekle beraber, issizdir ve hayatini idame ettirmesi icin bir is bulmasi gerekmektedir.Tam da bu ruh halinde gezindigi bir gun, eski bir arkadasina rastlar ve onun vasitasiyla bir devlet dairesine yerlesir. Oda komsusu Raif Efendi isimli, kendi halinde, sessiz sakin, ceviriler yapan bir memurdur. Fakat icinden gecenleri ailesi dahil kimse bilmemekte ve ilgilenmemektedir. Ta ki karalama kagidina cizdigi bir resim, Rasim’in dikkatini celb edene kadar. Daha ilk gunlerden itibaren Raif Efendi’nin ic dunyasini kesfetmeyi, kendine gorev edinir Rasim. Gunler gectikce samimiyetleri bir nebze olsun ilerlemistir. Bu samimiyete binaen, hastalanan Raif Efendi’yi evinde ziyarete gider Rasim. Fakat Raif Efendi bir turlu iyilesememektedir ve cekmecesinin anahtarini Rasim’e vererek icindekileri getirmesini ister.

Cekmeceden cikanlar, birkac ivir zivir ve br kucuk not defteridir. Sagliginda oldugu gibi hastaliginda da kimsenin umursamadigi Raif Efendi, olum dosegindeyken, belki de ilk defa birine kendini acmak ister. Defteri, bir geceligine Rasim’e verir. Bu, bulunmadik bir firsattir. Defterin kapagini araladigi andan itibaren Raif Efendi’nin bilinmeyen gecmisi aydinlanmaya baslar.

Kitapta gecen, 

”Dünya’nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” 
ifadesini ispatlar nitelikte bir gecmis yazilidir defterde. Gayet icine kapali bir yasam suren Raif Efendi’nin bir zamanlar icinde esen meltemler, siddetli ruzgarlar, pariltili gunes…vs. sadece bu defterde hayat bulabilmistir. Sıkıcı bir aile babasi gorunumundeki Raif Efendi’nin Almanya gunleri, sanat meraki, Maria Puder’le tanismasi, ona olan aski ve sonrasi...

***


Eser 40'li yillarda yazilmasina ragmen, gayet kolay anlasilir bir dile sahip. Keyif alarak okudugum, fakat huzunlendigim bir hikayeydi. Ozelllikle de Sabahattin Ali'nin yasamini okuyup 41 yasinda olduruldugunu ogrendikten sonra, Raif Efendi karakteri daha bir anlam kazandi gozumde. Eserlerindeki kahramanlarini, kendi yasamlarindan esinlenerek yazan ya da bir sekilde onlara uyumlu ozellikler sergileyen yazarlari begeniyorum. Kinyas ve Kayra'da da bu sekilde bir hava sezmistim. Ev yapimi limonata gibi, daha organik ve saglikli geliyor :)

No comments:

Post a Comment