Mecnun:
Esas oglan :) Hikayenin baslamasina vesile olan, bizzat isminin
yarisini olusturan karakterimiz. Diger dizilerdeki esas oglanlar gibi cok mu
yakisikli? Hayir.
Cok mu iyi? Hayir.
Cok mu zeki, basarili, yetenekli? Hic degil :)
Fakat yine de mahallelinin goz bebegi. Kiminin torunu, kiminin oglu, kiminin en yakin dostu, kiminin kardesi, kiminin sevgilisi... Kisacasi “seytan tuyu var” dedikleri cinsten bir Mecnun.
Cok mu iyi? Hayir.
Cok mu zeki, basarili, yetenekli? Hic degil :)
Fakat yine de mahallelinin goz bebegi. Kiminin torunu, kiminin oglu, kiminin en yakin dostu, kiminin kardesi, kiminin sevgilisi... Kisacasi “seytan tuyu var” dedikleri cinsten bir Mecnun.
Matematigi bir turlu
veremediginden mezun olamayan, ve tabi is-guc hak getire, kendini hicbirsey
icin fazla yormayan, oldukca usengec, ama aski ugruna collere dusen, aski arayan,
buldugunda icine sinmezse hic dusunmeden reddedip tekrar collere dusen...
Ilk Leyla'sinin ölümü sonrasi, "Baba bana o kadar sert vur ki uyanayim. Eger uyanmiyorsam, uyandiramiyorsan, baba göm beni buraya Allah askina!" diyecek kadar Mecnun...
Yani Mecnun karakteri ASK’i anlatmak amacli var.
Ilk Leyla'sinin ölümü sonrasi, "Baba bana o kadar sert vur ki uyanayim. Eger uyanmiyorsam, uyandiramiyorsan, baba göm beni buraya Allah askina!" diyecek kadar Mecnun...
Yani Mecnun karakteri ASK’i anlatmak amacli var.
Ismail Abi:
Yuzunden saflik damlayan,
gozleri umitle parlayan, kalbi iyilik ve sevgiyle dolu, hep gulduren, devamli
arayista olan, birseyleri beceremeyip eline yuzune bulastirdiginda bile kaldigi
yerden devam edebilen, “ölüm”le dahi kanka olabilen, surekli bekleyen,
usanmadan yilmadan sabirla bekleyebilen, bekledigi bir gun mutlaka gelecek
olan...
Ölüm mahalleye gelip, "icinizden birini almam lazim" dedigi vakit; "Onlarin bir duzeni var, bozulmasin. Beni al gidelim" diyebilecek kadar Ismail Abi...
Kisacasi safligin ve iyiligin temsili...
Ölüm mahalleye gelip, "icinizden birini almam lazim" dedigi vakit; "Onlarin bir duzeni var, bozulmasin. Beni al gidelim" diyebilecek kadar Ismail Abi...
Kisacasi safligin ve iyiligin temsili...
Besiktas-Uskudar vapur
seferlerinde hep icimden gecer Ismail Abi. Hele ki canim sıkkınsa birazcik :/
“Ismail abi burda olsa beraber simit atardik kuslara, gelen gecen gemileri
selamlardik, neyaptin der, sohbet ederdik” seklinde hayal kurarim. Gercekten hayatimizda bir yerlerde olabilse,
eminim hersey daha guzel daha kolay olabilirdi.
Herkese bir Ismail Abi :) Ahh keske!
Iskender:
Tek kelimeyle baba :) Mutlulukta, saglikta, zorlukta, hastalikta...
Her her her durumda baba!
Her her her durumda baba!
Hersey gulluk
gulistanlikken de, arabasi bozuldugunda da, esi evi terkettiginde de, oglu
hastalandiginda da, firtinalar ciktiginda da... Bikmadan, yilmadan, gikini
cikarmadan “baba”liga devam edebilen... Fedakarligin, sadakatin ve sabrin
temsili olarak dizide bulundugunu dusundugum karakter.
Erdal Bakkal:
Cimri esnaf, bencil koca,
gaddar arkadas, iyi dost, yufka yurekli patron, gozu acik, karni tok, sirti pek!
En yakin arkadasinin
evine ipotek koyduracak kadar zalim;
Karisi, “once ben oleyim,
olur mu erdal” dediginde “tamam” cevabini verecek kadar bencil;
Grupca bir ise
koyulduklarinda baslari derde girince, “bana boyle soylenmemisti” diyip kenara
cekilecek kadar uc kagitci;
Dizinin herhangi bir
kisminda, yere dusen bir yuzuk varsa, bir sekilde o yuzugu kapabilecek kadar
gozu acik;
Ciragi ask acisi
cekerken, onun uzuntusune ortak olup, teselli edecek kadar yufka yurekli;
Morali bozuk birilerine
“ammaaaaan” diyip, sallama cay ikram edecek kadar pozitif.
Bu ozelliklerin hepsinin
birden ayni bunyede barindirilabileceginin ispati.
Cok yonlu baggal :)
Yavuz:
Mukemmel dost, merhametli
abi, romantik asik, usta edebiyatci, parlak fikirli ve hirsiz :)
Gozleri gormeyen
sevgilisine kitaplar okuyan, onun ameliyati icin yurtici “LCD” turnesine
cikabilecek kadar temiz kalpli;
Iki bahar arasinda
kalabilen;
Ogretmen Eylul’un sevdasi
ugruna herseyi yaparken, tam O’nu elde ettigi vakit karsisina cikan hirsiz
Nisan’a karsi tavrini koruyabilen;
Ve boylelikle iki bahar
arasinda kalindiginda, nasil dogru yolun secilebilecegini ispatlayan;
Ortada bir “mevzu” varsa,
iki eli kanda da olsa kosup dahil olan ve fikirler uretebilen, hic korkmadan
elini tasin altina koyabilen Yaviiiiiiiiz!
Ak Sakalli Dede:
Turk kulturunde,
varligina gercekten inanilan soyut bir kavramdir aslinda. Kimileri basi
sıkıstıgında ona basvurur, bazilarinin ruyasina girer, bazilarina uyanikken
gorunur. Hangi sekilde olursa olsun; her zaman “dogru”yu tavsiye eder ak
sakalli dede, hep en dogruyu...
Boyle muhim bir kavrama,
dizide yer vermemek olmazdi degil mi? :)
Mecnun’un da ak sakalli dedesi var. Koyun koyuna
uyudugu, cole dustugu vakit piknik masasina oturup fikir teatisinde bulundugu, “ask”i bulma
ugruna her tur destegi aldigi, taktikler ogrendigi... Sadece Mecnun’a degil;
herkese yardimci olan, elinden tutan, derdine ortak olan pamuk gibi bir dede.
Yeter ki bir yerlerde “ask”i arayan, “ask”ina kavusmak icin caba gosteren
birisi olsun. Ak sakalli dedemiz hemencecik orada beliriverir.
Megerse her yasanan, her olan sey Mecnunun kafasindakilermis..
ReplyDeleteNasil buldun "Finali"? Cok merak ediyorum fikrini..
Acikcasi zorlama bir final olmus.
ReplyDeleteBir bakima sevindim, cunku bu kadar takip edeni olan bir dizinin sonunun belirsiz olmasi daha uzucu olurdu. Bir bakima da uzuldum, hem finalin temasi yuzunden, hem de yillar once Yedi Numara diye bir dizi vardi trt'de, onun finalinin kopyasi gibi olmus, Leyla ile Mecnuna yakismamis.