Thursday, February 21, 2013

!F 2013 - JîN


Bazi kitaplari arka kapagina, onsozune bakmadan alirim; bazi filmlere konusunu okumadan, fragmanini izlemeden giderim. Cunku benim icin bir “hatir”i varmistir muhakkak, referansi kuvvetliymistir...

Jîn de boylesi bir filmdi. Yanilmayacagimi bilerek “Reha Erdem” ismine binaen IF Film Festivalinden aldim biletleri, gozum kapali. Ve filmin ilk sahnesiyle beraber actim.


Amatorun amatoru bir fotografci olarak, tereddutler yasadim film boyu. “Sinemada miydim yoksa fotograf sergisinde mi?” 
Baskisi alinip duvara asilasi cok sahne vardi. Deklansor yerine, ara ara gozlerimi kirpmak suretiyle o karelerin bazilarini hafizama aldim :)

Icerigi itibariyle gergin bir Reha Erdem filmiydi. Gerilmemek ayip olurdu gerci...

PKK kacagi bir kizin batiya kacmaya calisma seruveni. Filmin buyuk kismi daglarda geciyor. Sehir insanlarinin hayal gucu sinirlarinin cok cok otesinde bir performans...
Dagda yasamak, dagda barinmak, dagda gizlenmek, dagdan yiyecek bulmak, dagda birseyler ogrenmeye calismak, dagda hayal kurmak, kisacasi “dag” olmak!
Dagdakilerin kendi dillerinde soyledigi turkuler, goreve cikan Mehmetcigin soylediklerine karisiyor sanki. Herkes insan neticede. Sarki soylemek de isteyecekler, gelecege iliskin planlar yapmak da...

Ne kosulda olursa olsun, insan olabilmenin filmiydi Jîn.

Ben is cikisi kahvemi icip, biraz vitrin dolasarak gitmistim filme. Az evvel aldigim botlarim vardi aklimda, acaba memnun kalabilecek miydim, siyahi degil de yesili mi almaliydim... Annemi arayip, filmden gec cikacagimizi haber vermistim.
Jîn ise uzerinde bej formasi, sahin yuvalarindan yumurta bulma telasindaydi. Kac kalori olduklarini dusunmeksizin, sirf dagdan Izmir’e gidebilmeyi dusleyerek...
Ihtiyaclarini karsilama amacli girdigi koy evindeki telefondan annesini arayip, iyi oldugunu bildirmeyi ihmal etmedi. 
Evin kizinin kiyafetlerine bakindigi kisim; bence filmin en vurucu sahnelerindendi. Jîn aynaya bakma ihtiyaci olmayan bir kacakti, ancak bir kiyafetteki siyah tul detayini farkedebilecek kadar kizdi! Ve nitekim evden cikmadan o kiyafeti de torbasina atmamazlik etmedi. Zaten filmin sonundaki o aci sahnede, Jîn’in bej formasinin altindan gorunen siyah tul detayindan, bu kiyafeti giymis oldugu asikardi, urperticiydi.

Filmdeki umit sebebi diyaloglardan biri, Jîn ile Mehmetcik arasinda gecendi. Yarali bacagina, buna sebep olanlara aldirmaksizin; bir zamanlar terorist oldugu asikar bir kiza,

- Birgun insallah bir yerde karsilasiriz. Cay bahcesinde mesela…
-…
-Hakkini helal et.

diyebilmenin mumkun oldugu cok guzel aktarilmisti.

Sonucta hepimiz insandik, ikimiz de kizdik. Hayatlarimiz farkli baslayip, farkli devam etmek durumunda da olsa... Ufacik bir teselli belki; en azindan farkina varabilmek, kucuk de olsa bir adimdir.

Bu arada belirtmeden gecemeyecegim. 
Jîn; hayat, varlik demekmis. Jin ise kadin.
Reha Erdem farki. Nokta. [Hem yazi, hem sembol ile :)]

Goz atmak isteyenler icin Jîn - Fragman:




No comments:

Post a Comment