Tuesday, February 25, 2014

Martin Eden



Subat ayi Kitap Kardesligi'nin 1. yil donumuydu! 
Bu sebeple 1. yilimiza ozel, dunya klasikleri arasindan 
Jack London'in Martin Eden'i secildi. 

Ortak noktalari "kitap" olan yuzlerce kisiyle beraber ayni kitabi okuma hissi gercekten cok guzel :) Daha evvelki "ayin kitabi" tanitimlarinda da belirttigim gibi bir kez daha vurgulamak istiyorum, hatta hala haberdar olamayan varsa tekrar bilgilendirmis olayim. [bkz. Kitap Kardesligi-Blogspot Sayfasi ]

Kitap Hakkinda...

1908 Eylul'unde Pacific Monthly dergisinde seriler seklinde yayinlanmaya baslamis, 1909 yilinda ise kitap formuna donusturulmustur. Icerik itibariyle Amerikali yazar Jack London'in oto biyografisi oldugu soylenmektedir. Ben kitabi okumaya baslamadan bu bilgiye sahip oldugumdan, kitaptaki Martin karakterini hep Jack London olarak kafamda kurguladim ve "Bir Yazarin Dogusu Nasil Olur"un aciklamasini okuyormusum gibime geldi. 

Martin Eden, gemilerde calisip yasamini surduren bir genc. Ailesi ve cevresi itibariyle dusuk gelirli insanlarla hasir nesir. Gunun birinde Arthur isimli birini kavgadan kurtarir ve tesekkur mahiyetinde Morse'larin malikanesine yemege davet edilir. Arthur'un kizkardesi Ruth ile tanistigi bu davet Martin icin bir milad niteligindedir. Aralarindaki sosyal sinif ve kulturel farkliliklara ragmen ask sinir tanimaz. Martin Ruth'tan cok etkilenir ve ondan ilham alarak hayatinda degisiklikler yapmaya karar verir. Nitekim, Ruth da Martin'den cok etkilenmistir. Fakat, uzunca bir sure bu gercegi kabullenemeyecektir. 

Martin cok bilincli ve hirsli birisidir. Ruth'tan hoslanmasini umutsuz bir ask acisi olarak degerlendirmeyip, avantaja donusturmeye baslayacaktir. Artik yolunu cizmistir. Daha iyi ve kaliteli bir yasam surmek istemektedir. Bunun icin de oncelikli ihtiyacinin "ogrenmek" oldugunun farkindadir. Gemilerdeki islerine ara verip kutuphanenin yolunu asindirmaya baslar. Kisa zamanda pek cok sey [genel gorgu kurallari, edebiyat, fen bilimleri] ogrenip, kendini gelistirirken; Ruth'un dikkatini ve ilgisini de cekmeyi basarir. Bir yazar doguyordur aslinda. Okuduklarindan, ogrendiklerinden ve en onemlisi edebiyatci sevgilisinden ilham alan Eden; artik denemeler yazmaya ve yasamini surdurebilmek icin bunu cesitli dergilere/gazetelere gondermeye baslamistir.

Bu ugurda turlu gucluklerle [etrafindakilerin demotive etme cabalari, parasizlik, yazdiklarinin surekli reddedilmesi] karsilasmasina ragmen; roman, basli basina bir "basari" hikayesidir. Bir yazarin dogusunun oykusudur. Bu isin egitimini alip yazar olanlarin aksine, Martin zoru basarmistir. Sifirdan basladigi ve hatta sık sık negatiflere dustugu "kendini ispatlama" maratonunda basariya ulasabilmistir. 

 "Bir Yazarin Dogusu"nun otesinde, bu roman tam anlamiyla bir dönem kitabidir. 1900'ler Amerikasinda insanlar arasindaki sinif farkinin ne kadar belirgin oldugu, birbirilerine karsi tutumlari, yasantilari gozler onune serilmistir. Ayrica; Martin'in gecirdigi ciddi donusum, kisinin birseyi istemesi durumunda azmin ve inancin cok buyuk etken oldugu, basarinin beyin ve kalp arasindaki dogru uyumun bir sonucu oldugu, cok guzel vurgulanmistir.

Altini Cizdiklerim:

Hayat ona bundan fazlasini ifade ediyorsa, o zaman hayttan daha fazlasini talep edecekti.
sh 57

O zaman ihtisamli bir fikir geldi aklina. Yazacakti. Insanlarin dunyayi gosteren goz, duyuran kulak, hissettiren yurekleri olacakti. Yazacakti; hem de herseyi.
sh 82

Zihninde her sey, iki eliyle tutup dondurerek inceleyebilecegi kadar somutlasti. Bu dunyayi yer yer karanlik ve dumanli olarak, ayrintilariyla degil, ama bir butun olarak gordu ve onu nasil ele gecirecegini anladi: Yazarak!
sh 82

Askin gozuyle bakarak Ruth'u kutsallastirmis, ruhani ve ulasilmaz kilmis, kendisiyle dunyevi bir ortaklik bulunamaz hale getirmisti. Ruth'u kendisinden boylesine uzaklastiran, onu elde edilmesi imkansiz kilan, kendi askiydi. Duydugu ask yuzunden arzu ettigi seyden yoksun kalmisti.
sh 104

Martin gulmuyordu; ofkeyle dislerini de gicirdatmiyordu. Sadece derin bir uzuntu duyuyordu. Dorugunda askin bulundugu kendi dunyasinin cokusu yaninda, dergilerin ve toplumun sergiledigi cokuntu pek onemsiz kaliyordu.
sh 359

Bu arada kendini hayatin akisina birakarak dinlendi ve bilgi alemine yaptigi yorucu seyahatin ardindan kendini toparladi.
sh 360

Asagida bir yerlerde, karanliga dustu. O kadarini biliyordu. Karanliga dusmustu. Bunu bildigi anda, artik bir sey bilemedi.
sh 421

***

Kitap Kardesligi'nin dogumgunu vesilesiyle hem yeni bir yazari en onemli eserlerinden birini okuyarak tanimis oldum, hem de yukarda paylastigim fotograftaki kitap dostu, mukemmel insanlarla yuzyuze tanismis oldum. Herkese tesekkurler...

No comments:

Post a Comment