Monday, July 13, 2015

Limonata'lı Kadıköy REXX

18 Mayıs'tan [hiç yazmasaymışım!] ertelemeli bir yazı ile burdayım. Merhaba!

Bu sene resmi tatillerin Salı ya da Perşembe gibi haftasonuna bağlanabilir güzel günlere denk gelmesi, yıllık izini olmayanların yüzünü güldürdü. [haber spikeri cümlesi gibi oldu :P] Hem biraz nefes alma/gezme/tozma olaylarına girebildik, hem de okul projeleri için de boş vakit kazandık. Gelin, gecikmeli de olsa 18 Mayıs'a dönelim, beraber Kadıköy'e gidelim ;)

Öncelikle sorayım, Limonata'yı izlediniz mi/izleyebildiniz mi?



Ali Atay bu sene ilk yönetmenlik deneyimi olan Limonata diye bir film çekti. Senaryosunu Ertan Saban ile ortaklaşa yazdığı ve de sevgili Serkan Keskin ile Ertan Saban'ın başrolleri paylaştığı.

Bu kadronun isminin geçtiği tüm işleri izleme gönüllüsü olduğumdan, tabi ki gidip sinemada görmeliydim! Fakat, malumunuz sinema sektöründe acayip bir takım işler döndüğü için bazı filmler uzun süreli vizyonda kalamıyor. Bu durum Limonata'nın da başına geldi. Hatta ben, "ha gittim ha gideceğim" derken, bir baktım sadece Kadıköy Rexx'te kalmış. Hazır tatilken, apar topar yola düştüm.


Bir soru daha, Rexx'te hiç filme gittiniz mi? Ben nasıl olduysa hiç gitmemiştim. Bağımsız ve nostaljik sinema meraklısıysanız, daha fazla harap olmadan ya da kapanmadan gitmenizi tavsiye ederim.

Konumu çok güzel. Şu hayatta en keyif aldığım şeylerden biridir; kulaklıkları takıp Kadıköy Rıhtım'dan ara sokaklarda dolaşa dolaşa Bahariye-Moda taraflarına doğru yürümek. Rexx de tam bu güzergahımın üzerinde. 






Bunlar telefonumla sinemadan çektiğim bazı fotoğraflar. Eski püskü, hatta biraz kirli. Belki "eski" meraklısı olmamdandır, ben çok sevdim. Hafif loş bir ambiyans içinde, etrafta saksı çiçekleri var, ev gibi. "3 numaralı salonda birazdan filminiz başlayacaktır" türü anonslar veriliyor, büfede frigola dondurma satılıyor. Daha ne olsun.

Limonata ufak bir salonda yayınlandı. Belki de ufak oluşundan mı bilemem ortam çok samimiydi. Kendi evimde izlesem bu kadar rahat kahkaha atamazdım.


Yolda geçen filmlere bayıldığımı söylemişimdir. Limonata da çok samimi bir yol filmi. İsmi gibi biraz ekşi/acı hisler de barındırıyor, fakat bir o kadar da güldürüyor, serinletiyor.


Hikaye epey buruk aslında. Romanya, Makedonya ve İstanbul'da geçiyor.

Eski bir tır şoförü olan Suat, ölüm döşeğindedir. Oğlu Sakıp'ı apar topar İstanbul'a gönderir. Meğer yıllar önce imam nikahlı olduğu eşinden bir oğlu vardır ve onu görüp helallik almak ister. Makedonyalı Sakıp (Ertan Saban) ile Paşa'lı (Cerrahpaşalı) topçu Selim (Serkan Keskin) 40'lı yaşlarda olmalarına rağmen, kardeş olduklarını bu şekilde öğrenirler. Şimdi Sakıp öncelikle Selim'i bulmalı. Sonra da  ne yapıp edip, ikna edip Makedonya'ya götürmelidir. Olaylar, olaylar yani :)

Sakıp'ın Selim'i bulma serüveni ayrı komedi, bulduktan sonra kardeşi olduğuna ikna etmesi ayrı. Diğer yandan da, babasız büyüyen Selim'in dramdan ibaret bir hayat hikayesi var. Bunları harmanlayınca ortaya çıkan hikayeye Limonata demişler.



Beş Kardeş'i izleyenler bilirler. Serkan Keskin, L&M'nin sevimli İsmail Abi'sinin ardından, artık epey atarlı giderli sinirli karakterler canlandırmaya başladı. Balıkçı Sait'teki ruh halini bu filmde de sürdürmüş. Fakat, ne yaparsa yapsın, yine müthiş, yine komik.

Yıllar geçse de aklımdan silinmeyecek bir replik var: "Üzerimde siyah atlet, ulan ne işim var benim çingene düğününde!" :)




dipnot: Filmin Romanya'da geçen kısımlarında tanıdık bir yüze rastlıyoruz: Ciguli!

Kendisi bu filmden kısa bir süre sonra vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin.


İyi ki güzel filmler var...

19 comments:

  1. Çok özendim şimdi o dediğin yerlerde öyle yürümek istedim :) istanbula dair tek sevdiğim o gizemli sokaklarona habgi yolun nereye çıkacağını bilmeden yürümek gelsem gezdirir misin benii :))
    Ne zamandır aklımda benim bu film hatta vizyona çıktığından beri bu arada ben bu filmi hiçbir sinema salonunda görmedim cidden böyle bir gişe anlayışı olmaz olsun ..
    Yol filmlerini severim İzlicem en kısa sürede
    Bi de bi de senin niye twitter adresin yook ?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Şaka ediyosun! Gezdirmez miyim hiç?! Hatta tüm bu güzergahları yürürken fotoğraf da çekmez miyiz? ;)

      Maalesef saçma bir gişe zihniyeti var. Sırf bu yüzden, böyle güzel işlere rastlayınca koşa koşa sinemada görmek istiyorum. 1 biletçik de olsa katkı sağlamak için.

      Twitter/facebook vs. bunları kapatalı çok oldu Maricim. Ben blog insanıyım. Gelirim, yazarım, komşularıma gider okur yorum bırakırım. Böyle daha güzel :)

      Delete
    2. Haklısın aslında ama ne bileyim bazen de iyi olmuyor değil ben de bir tek twitter kullanıyorum
      Deliyimdir bak istanbula yolum düştüğü ilk an soluğu yanında alırım :D

      Delete
    3. İyi oluyordur elbet de, ben böyle memnunum :)
      Gel tabii beklerim :) bir rexx yaparız.

      Delete
    4. İyi oluyordur elbet de, ben böyle memnunum :)
      Gel tabii beklerim :) bir rexx yaparız.

      Delete
  2. İki hafta kadar önce Beyoğlu'nda mecburiyetten Cinemaximumda bir film seyretmiştim. Salonun ruhsuzluğunu geçtim, koltuklar aynı seviyedeydi ve çevrede görevli falan da yoktu. Işıklar yanmıyordu salonda falan :D Bilet kontrolü dahi yapılmadı (in yok cin yoktu). Daha da gelmem oraya :D Rexx'i merak ettim şimdi :)

    Limonata aklımda :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. AFM Fitaş'ı mı diyorsun acaba? Orada güzel anılarım vardır. Durumu o kadar vahim mi ki şimdilerde, bilemedim...

      Rexx de lüks ve bakımlı değil ama değişik nostaljik bir ortamı var. Başka Sinema'nın festival filmlerini de gösteriyorlar. Belki bir daha gelişinde şans tanırsın :)

      Delete
  3. ben vizyona girdiği ilk hafta bir arkadaşımla gitmiştim. hatta beşiktaşta yeni açılan salonda izledik ve sadece ikimizdik. o yüzden fazlasıyla samimi ve rahattı :D
    ama Rexx konusunda haklısın kesinlikle.. çok samimi bir havası var. festivallerde favori sinemam:)
    Limonata'ya gelincee.. uzun zamandır izlediğim en içten türk filmiydi. suratımda bir gülümsemeyle çıkmıştım salondan. zaten bu ekibin elinden çıkmış bir şey kötü olabilir mi hiç..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Di mi Elif yaa?! Sen de beğendiysen daha bir içime sindi bak şimdi :)

      Bir ara vakit bulunca Limonata'yı yazar mısın? Senin gözünden okumak isterim. Ben bu blogda filmler yorumlardım (eski aktif günlerimde). Açıkçası, çok etkilendiğim filmleri anlatamıyorum, kelimeler boğazımda düğümleniyor sanki ,heyecan yapıyorum :S Örneğin, İtirazım Var'dan hiç bahsedemedim.

      Delete
  4. Ali Atay'ı çok severim ki hele Leyla ile Mecnun daki karakteri tam benim gerçek hayatım gibidir ayrıca hemşerimdir ama filmini nasip olmadı izleyemedim :(

    ReplyDelete
    Replies
    1. Mecnun'u gerçek hayatında oynamak.. Ne keyifli bişey olmalı :) Hem senin hem çevrendekilerin faydasına.

      Güzel işler maalesef pek değer görmüyor. Çok kişi anlayamadığı için sanırım. Bu yüzden ilk birkaç hafta, 1 ay koşa koşa gidip görmek lazım.

      Delete
  5. Ertan Saban'ın oyunculuğunu beğenirim.Bu filmi de izlenecek filmler listeme ekledim.Paylaşım için teşekkürler...

    ReplyDelete
    Replies
    1. Rica ederim ;) Teşekkürler yorumunuz için.

      Delete
  6. dediğin yürüyüş benim için de mutluluk ya. rıhtım kadıköy moda. ne güzel anlatmışsın. limonata bilmiyodum ama hemen izlicem. :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Topluca bir yürüyüşe çıkalım öyleyse deep, ne dersin? Sonra da filme gideriz.
      Mariposa'da gelecek zaten :)

      Delete
    2. Eveeet siz ikiniz de istanbuldasınız ben de geliyim gidelim birlikte :)

      Delete
  7. dediğin yürüyüş benim için de mutluluk ya. rıhtım kadıköy moda. ne güzel anlatmışsın. limonata bilmiyodum ama hemen izlicem. :)

    ReplyDelete
  8. yaa çok imrendim sana şimdi.
    rexxte sinema hiç izlemedim.
    en son hangi filme gittiğimi hatırlamam için kendimi baya bi zorlamalıyım.
    film de güzel çıkmış ne hoş bir gün olmuş sana^^

    ReplyDelete
    Replies
    1. Eveeet ne hoş bir gündü :) Gecikmeli de olsa yazarak iyi bişey yaptım sanki. Rexx'e gidecekler, filmi izleyecekler sayısı artıyor :p
      Reklam bizim işimiz. İmza: afede

      Delete