Son yıllarda seri kitaplar okumuyorum acıkcası. "1 yeni yazar-1 yeni kitap" [hatta mumkunse ilk kitabı] seklinde bir stratejiyle okumalarımı surduruyorum.
Fakaaat, soz konusu "kitap serisi" ise adını anmamak olmaz! Gecmisin derinliklerine, ortaokul yıllarıma gidince İpek Ongun-Bir Genc Kızın Gizli Defteri serisinin beni bekledigini goruyorum :) Simdi komik gelse de o donem cok begenerek okudugum bir seriydi. Adeta pembe dizi izler gibi tum arkadaslar, kuzenler bu kitapları okur, birbirimize anlatırdık ballandıra ballandıra. Hatta dunki cevaplayamadıgım sorunun cevabı da bu olabilir aslında. 2 ~ Üç kere ya da daha çok okuduğum kitap.
Gunumuze donecek olursak... Yine 1. gunkü cevabım olan Mustafa Ulusoy'a donecegim. Bu seneme damgasını vuran 2 kitaptan soz etmek istiyorum. Insanın Temel Acıları Uclemesi'nin ilki Aynalar Koridorunda Ask, ikincisi ise Giderken Bana Birseyler Soyle. Ucuncusu yolda :) Ilkinden cokca bahsetmistim. Ama ikincisi o kadar etkili bir konu ki... Acıkcası kitabın tanıtımını yapacak kapasiteyi kendimde gorememistim.
Insanın Temel Acılarının ilki AŞK idi. Ikincisi de ayrılıklar. Takdir edersiniz ki ayrılıkların en acısı da ölümdür. Ve genel olarak bu duygudan cokca bahsetmek istemez insan. Kitap, tamamiyle bu kavram uzerine kuruluydu. Anlatım dili ve inandırıcılıgı oldukca yuksek. Serinin ilki gibi ikincisini de cok basarılı bulmustum. Gozlerimiz yolda, ucuncuyu bekliyoruz :)
No comments:
Post a Comment