Sunday, July 28, 2013

Iftar&Sahur: ikiz kardesler :)


Vakit ne cabuk geciyor! Son 10 gunune girmisiz bile Ramazan'in...

Bu sene de Ramazan'a kavusuyoruz, ha geldi ha gelecek heyecani daha dun gibi aklimda... Heyecan iyi hos da bunyeleri de ikna etmek lazimdi, bu guzellige. Uykusuzluk, susuzluk, oruca alisma cabalari yerini daha tatli telaselere birakiverdi ilk hafta icinde: "Iftar-sahur" ikilisi :) Ramazan'in insanliga sundugu benzersiz paylasim firsatlari.

Ramazan demek "beraberlik" demektir. Gorusmeye hasret kaldigimiz yakinlarimizla, dostlarimizla bulusabilmek; sohbet edebilmek, bir seyler paylasabilmek... Ozellikle iftarlar beraberligin sembolu sanki.

Hayatlarimiz, mesgalelerimiz o kadar farkli ki... Ramazan belki de tek ay; herkesin ayni anda yemek yedigi, benzer duzende yasadigi, bahanelerin darginliklarin kuskunluklerin geri plana itildigi. Hal boyle olunca, bu mubarek firsati degerlendirmek; kisilerin hayal gucune ve istek derecesine kalmis.

1 haftalik iftar programi ornegi:
-Bu pazartesi fotograf topluluguyla bulusalim. Saka gibi, tam bir yil olmus hepsini birden gormeyeli. Ramazan, iyi ki geldin!
-Sali'yi evde kardesimle gecireyim, yogun bir hafta icin biraz da sakinlik lazim.
-Carsamba, isyerindekilerle geleneksel acik hava iftarimiz var. Acaba herkese uyabilecek mi? Egitimler, sinavlar, yogunluklar gecsin bu hafta olsun. Hmmm bu aksam mac filan var mi ki? Falanca arkadas yanit donmemis, dur bir arayip sorayim gelecek mi diye. Filanca kisi kesin gelirdi, bu yil canini sıkan bir durum mu var ki?
-Persembe, spor salonunun iftari var, salata yapip gotureyim agir seyler yemek istemiyor hanimlar :)
-Cuma oyle
-Cumartesi soyle
-Pazar, akrabalarla toplu iftar var. Dun gece calismis olabilirsin ama bu firsat bir daha ele gecmez.

Baska aktiviteler neyse de iftarda bir arada olalim, istiyor gonul. Bu sebeptendir ki; beyin hucrelerimi sonuna kadar bu duzenlemeler icin rezerve ediyorum :)

Iftarlarin beraberlik gayesinin yaninda sahurlar biraz daha masum, mutevazi, sessiz, sakin kaliyor. Yilin geri kalan 11 ayinin buyuk kisminda uyuyarak gecirdigimiz, cok anlamli bir zaman dilimi varmis meger. Sahur vesilesiyle bu mucizeyle de tanismis oluyoruz. Nasil degerlendirilecegi de yine kisilere kalmis. Sadece su icip uyuyanlar da var, uykunun tatliligindan fedakarlik edemeyip hic kalkamayanlar da... Benim icin sahurlar; Ramazan'in anlamini cozmeye calistigim, gunun diger vakitleri algilayamadigim sirlara erisebildigim firsatlar.

Fazla televizyon izlemeyen biri olarak, bu yil sahur programlari arasinda gezinir oldum. Belki birinden iki cift kelam isitirim de cevap aradigim sorularim icin faydali olur, guzel bir ezgi dinlerim de ruhum beslenir diye. Nitekim bu sabah guzel bir hikayeye denk geldim, Kanal D'nin sahur programinin sunucusu Serdar Tuncer'den: Bu Da Gecer Ya Hu!

Insan ne kadar aceleci, ne kadar bencil, unutkan ve maalesef isyankar olabiliyor bazen. Dertler, kederler sanki hic gecmeyecekmis gibi karamsarliga kapilip, isyana basvuruyor. Ya da mevcut mutlulugu, sagligi sanki hep surecekmis gibi kaygisiz, bencil davranabiliyor.

Her ikisinin de bir ortak noktasi var aslinda: Bu Da Gecer Ya Hu!

Ramazan'a son 10 kala ilk sahur paylasimimi yapmis olayim. En dogru anlamina erisebilmek temennisiyle...

Buyrunuz: Bu Da Gecer Ya Hu!

No comments:

Post a Comment