Çok sevdiğim bir kitaptan, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden bir alıntı.
Hayri İrdal, romanın baş karakterlerinden birisidir. Onun ilk eşi Emine'nin vefatı üzerine:
"Emine'nin ölümüyle son tutunduğum dal da kopmuş gibi büsbütün boşlukta kaldım. Kaybettiğim şey benim için o kadar büyüktü ki ilk önceleri bunu bir türlü anlayamadım. Ne de hayatımdaki neticesini ölçebildim. Sade içimde simsiyah ve çok ağır bir şeyle dolaştım durdum. Sonra bu haraplığa daha başka bir duygu, bir çeşit kurtuluş duygusu karıştı. Bir baskıdan kurtulmuştum. Artık Emine bir daha ölemezdi, hatta hastalanamazdı da. Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı. Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaketler gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu."
Hayatta bazı şeylerin olma ihtimali, -belki hiç gerçekleşmeyeceklerse bile- ah o ihtimalin korkusu öyle büyüktür ki; insanı durup dururken kemirir, tüketir. Bizler günlük yaşantımıza devam ederken -etmeye çalışırken-, sürekli zihnimizin arka planında çalışır, rahatsız eder.
Gün gelir, o ihtimal gerçekleşir. Korkulan, sakınılan mevzu vuku bulur. Bir an durur, aynaya bakarsın. Yüzünde gördüğün tek şey hissizliktir. Hani nerede o üzüntüler, vesveseler, kalp kırıklıkları... Hiç birinden eser kalmamıştır. Çünkü, hayat sadece bugünü yaşatmaz. Bazen de ileride yaşanacak bir kötü senaryo için seni önceden hazırlar. Tıpkı, oyun öncesi prova gibi. Provalarını ihmal etmeyen, oyunda bocalamaz. Hatta iyi bir oyuncu olursan, sufle verenin de eksik olmaz.
Hayri İrdal ve eşinin vefatı örneği, belki biraz uç ve tatsız bir örnek olabilir. Nedense aklıma düştü yağmurlu bir Eylül akşamı. Hazır yaz yerini sonbahara bırakırken, iç ferahlatan şeyleri hatırlamakta fayda var.
Birsen Tezer - Aşk Bu Değil
Ne güzel bir paylaşım ..farklı bir güzelliği var.
ReplyDeleteFerahlık hissi gibi mi Boyacım? :)
DeleteBilmiyorum ki..farklı yani okumaya alistiklarimdan çok daha farklı .
ReplyDeleteArada değişiklik iyidir... Senin paskalya tariflerin gibi tatlı yazılar paylaşamıyorum ama ;)
DeleteYazıda kendimi gördüm :) Ruhsuz değilde Hissiz Atmaca mı yapsam blogu, tanıtım yazımda bu olur :)
ReplyDeleteKulağa hoş geliyor :) Hem değişiklik olur sana da.
DeleteHahaha o zaman daha karamsara kaçarım ama onu da düşünmek gerek :)
DeleteO zaman sıfatsız takıl arkadaşım. sadece Atmaca diyelim, bu konuyu tatlıya bağlayalım :)
DeleteKitapta sevdiğim birkaç yerden :) SAE'yi yakın zamanda okudum fakat dili çok ağdalı gelmişti.
ReplyDeleteDönem kitabı olduğundan biz teknik kişiler için biraz farklı dili :)
DeleteMizahi ruhunu en çok sevmiştim.
son yazıma bi baksan yaaa :)
ReplyDeleteGeldim gördüm, çok teşekkürler :) <3
Deletehem kitap, hem şarkı en sevdiklerimden, iyi ki denk gelmişim bloğunuza:)
ReplyDeleteMerhaba marge abla :) hoşgeldiniz... Sevgiler
Deletekitabı not aldım! şarkı zaten favorim:)
ReplyDeletegüzel bir blog sevdim..
sevgilerimle,
Merhaba sebuş :) Teşekkürler.
DeleteZiyarete geliyorum şimdi ;)