Biraz Ağustosa özel can sıkıntısını dağıtmaca,
biraz "arkası yarın" formatlı verdiğim sözü tutmaca,
biraz da "afede 2 gün üst üste post mu girermiş" türünden iddialı önyargıları [burada taş MariPosa'ya gider] yanıtlamaca amaçlı :)
Özellikle güneyde yaşayanlar ya da bir dönem yaşamışlar bilirler. Balkon vazgeçilmez bir unsurdur, yaz döneminde hayati fonksiyonları devam ettirebilmek için. Hele ki yazın şehirlere tıkılıp kalmış, çalışmak mecburiyetinde olanlar için. Hele ki hiç yıllık izni olmayıp, kısa tatile bile çıkamayacaklar için. Bu iki şartı da tutturan ben, kendime akşamları 1-2 saatliğine de olsa bir tatil ortamı oluşturayım diyorum.
Tanıştırayım; burası benim naçizane balkonum. [Balkon da balkon diye abartınca, umarım bambu takımlı salon kıvamında birşey beklemiyordunuz.] Fotoğrafı Temmuz'da çekmişim. O zamanlar La'yı okuyormuşum, günden güne değişim gösteriyor bu manzara. Mavi yönetmen sandalyem. Her gıcık işime asla yakınmadan koşan, [çoğu zaman :)] en yakınım olan arkadaşımla almıştık. Buna oturup kendi filmlerimi kurguluyorum. Henüz gören, duyan olmadı ama belki bir gün... :) Sehpa taaa 80'lerden kalmış olmalı. İlk öğrenci evimizin kuruluşu esnasında edinmiştik. Bir de arkada görünen minik bahçem var. İşte o kısım benim medar-ı iftiharım. Evin en sevdiğim/değer verdiğim alanı. Bir de atlamamam gereken nokta, çiçek masam. Bu masanın ilginç bir hikayesi var. Kısaca anlatayım. Bu masayı ben bir demirci ustasına resmen yalvararak yaptırmıştım. Neden yalvararak? Evde dolap yapımından artan bir tahta bulmuştum geçen yaz. Caddede, evin çok yakınında da bir demirci var. Dedim ki; "hem bu tahta değerlensin, hem de esnaf iş yapsın". Usta resmen yapmamak için akla karayı seçti. Bana uçuk bir fiyat çıkardı ve ekledi: "Bence sen bu fiyata hazır bir masa alırsın, boşver yaptırma". Bunun üzerine ben ne yaptım? Tabi ki; inat edip o masayı yaptırdım. Masayı her görüşümde, iyi ki de yaptırmışım diyorum. Fakat, bir yandan da emeğe, esnaflığa, işçiliğe verdiğim saygının bedeli olarak ustanın negatif tavrını da unutamıyorum. Neyse, yine de kendisine saygılar göndermeyi ihmal edemem :)
İşte böyle. Bazen mutluluk kurgulamak istediğim vakitler, buraya atıyorum kendimi. Belki bu saydıklarım 100 tl değerinde bile değildir. Fakat; 10 dakikalığına da olsa, 1 saatliğine de olsa kendim için iyi birşeyler yapmış olmanın verdiği huzur çok şeye bedel.
Bir tane keyifli balkon şarkısı çalmalı şimdi.
Boney M - Ma Baker
Balkonuma kahveye beklerim. Fiziksel olarak 3 kişi, fakat pek çok kalp kapasiteli ;)
***
ARKASI YARIN BİR GÜN: Nasıl Çiçek Yetiştiricisi Oldum? :)
bak yine findik fistik yiyip saglikli besleniyor bak:)) balkon cok guzel gorunuyor.
ReplyDeleteHey Frau Faber! :) Hoşgeldiniz efenim.
DeleteAsıl fındık fıstıkçı sendin, hatırlatırım :)
Minik prensesini al gel, beklerim balkonuma ;)
Once şarkı ki tam oturun düşünceler sonra tam yorum ♡
ReplyDeleteHaa evet..kızıma çizdiğim renkli külah dondurma ile birebir uydu..sen olduk ;)
ReplyDeleteBen dene zamandır yayın girmedim balkon güzel balkon mantığı güzel dış alan şart ..gece bana beklerim..
Külah dondurma uyumunu tam anlamadım ama eminim güzeldir :)
DeleteGelmem miii! Belki bir dilim paskalya çöreği de ikram edersin ;)
İnsanın kendi kendine yaptığı kaçamaklar kadar mutluluk verici pek az şey vardır sanırım hayatta;)
ReplyDeleteDi mi ama :) Güzel şeyler yaşamalı, güzel şeyler paylaşmalı. Hayat kısa..
Deleteoooof o nasıl bir taştır aman Allahımmm :P Ne o yanlış mı duyuyorum , afede üst üstte üç gün post girip taşın büyüğünü mü atcakmış :D
ReplyDeleteKötü mü oldu bak ne şirin sıcak yaz günüyle uyumlu sıcacık bir yazı olmuş , unuturum falan demesini hemen şimdi diyeyim o balkona bir rezerve alayım hemen diğer 3. kim olacak bilemiyorum
Balkonları çok severim ben ya şimdiki evimde balkonum yok bahçem var ama ilgilenen yok ilgilenemiyorum hatta çıkamıyoırum bile sakarım çünkü kapının kildini , içinde kilit kalacak ve kapının açılmasını engelleyecek bir şekilde kırdım (böyle de becerikliyim :D)
Ama öncesinde üniversite de falan haftasonları kahvaltı keyfi yapardık sitenin içindeki kuş sesleriyle falan çok iyiydi o zamanları hatırlattı bana , eline kitap alıp sahilde okumanın zevki başka hiçbir yerde yoktur eğer bizim gibi sahil keyfi yapamıyorsan da onun bir eş değeri balkona geçip kitap okumaktır :)
O sandalyeye bana yönetmen sandalyesinden çok böyle piknikte babalar oturur da herkese yapacağı komutları sıralar ya öyle bir ortamdan fırlamış gibi geldi :)
DeleteO anahtar kırılması bir defa benim de başıma geldi, fakat başkasının sakarlığı dolayısıyla. Sonra bir çilingir çağırıyorsun, pıt diye açıveriyor. Bence bahçe daha müthiş keyiftir, yabana atma, değerlendir ;)
DeleteSandalyeyi çok amaçlı değerlendirmek mümkün. Baktığın açıya göre değişir diyim :)
Rezerven tamamdır. 3. şanslı talihli kim olacak acaba??
Şu sandalyenin hafifliğini ve pratikliğini seviyorum. Ben "kamp sandalyesi" adıyla kullanıyordum ama "yönetmen sandalyesi" demek daha güzelmiş :) Mutlu günler.
ReplyDeleteYukardaki yorumda da piknik sandalyesine benzetmişti arkadaş. Çok yönlü, çok pratik. Size de mutlu günler :)
Deletene tatlııııı anlatmışsın. güzelmiş balkonun. ben de balkonda uyuyom yaaa bu yaz :)
ReplyDeleteaaa deep gelmiş, hoşgelmiş :) teşekkürler.
DeleteBen uyumaya cesaret edemem. Boynum boğazım tutulur kesin :)
Merhabaa. Sıcak, samimi bir bloga hosgeldim :)
ReplyDeleteÇok şirin bir balkonunuz varmış. Ben de özellikle yaz akşamlarında şehrin ışıkları, gecenin güne inat sessizliğini, yıldızları izlemeye bayılırım.
Merhaba gizli özne, hoşgeldin :) Ben de birazdan uğraşacağım size. Balkon müthiş bir keyif, gerçi artık soğudu havalar, içerilere geçildi. Yine de arada çıkmak lazım :)
DeleteMerhaba gizli özne, hoşgeldin :) Ben de birazdan uğraşacağım size. Balkon müthiş bir keyif, gerçi artık soğudu havalar, içerilere geçildi. Yine de arada çıkmak lazım :)
Delete