Dikenin inadi nedendir, kimedir acaba?
Dogan gunese, batan gunese, butun guzelliklere inat; diken neden hep dikenlik yapar?
Vardir elbet bir sebebi, mantikli gerekcesi...
Diken oldugunu bilip dikene gore ihtiyatli davranir, hos gorursun...
Belki bir kez batar parmagina, azicik kanatir, acitir, yuzunu burusturur insanin. Sonra gecer gider, battigi yeri gormedikce aklina bile gelmez.
Peki ya aslinda diken olmayip, dikenden beter etki gosterenlere ne demeli?
Farkina varmaya firsat birakmadan acimasizca her yerine batan, kanatan, durur gibi yapip sonra kanamaya devam ettirenlere...
Iste dikene sukur noktasi, budur. Gulu sevmeden dikene katlanma noktasi...
Allah dagina gore kar, gulune gore diken verirmis.
***
Ne guzel demis Nev, ne de guzel soylemis...
Biliyorum duymak istediklerin bunlar değildi
Bu yüzden zafer saymıştım zamansız gidişini
Öyle ya sen ondokuzunda koca bir kadındın
Oysa ben seni tüm yalanlardan daha çok seviyordum
Zor!
Zor kadere emanet ettim seni
Sen benim kördüğümüm, tutamadığım gözyaşım
Zor!
Zor bir daha , daha da güvenmek
Bana düşen kabullenmek, zor da olsa dönüp gitmek
Birgün gelir de bir an, çokça zamanlardan sonra
Geri dönüp baktığında bilmem anlarmısın
O senin bir anının benim ömrüm olduğunu
Ne çok sevildiğini
Artık çok geç olduğunu
Zor!...
***
Fotograf: Arzu Fatma Dogan
Tarakli, Sakarya
Ekim 2009
***
dipnot: Butun Nisanlar, Mayislar, Haziranlar; hatta Eyluller, Ocaklar zor gecmeyecek. Inanmak istiyorum...
No comments:
Post a Comment